DEĞİŞİM ve GELİŞİM
Yrd.Doç.Dr. İbrahim İ. ÖZTAHTALI
Türkün Holding Eğitim Danışmanı
Dünyanın neresine bakarsak bakalım değişim hem canlılar hem de
cansızlar için kaçınılmazdır. Ovalardan nehirlere, kentlerden insanlara her varlık
değişir. Önemli olan bu değişimin gelişmeyle sonuçlanmasıdır. Değişim gibi
gelişim de sürekli ve sonsuzdur. Her değişim bir başkalaşma hareketidir.
Başkalaşım, iyiye, güzele, yararlıya olduğunda makul ve makbuldür. İnsanın
değişimi de bu minval üzerine olmalıdır.
Gelecek kaygısıyla yetişen çocuklardan biri, büyüdüğünde bütün dünyada
barışın, sevginin ve mutluluğun hakim olması için çalışmaya karar verir. Bunun
için Papaz olmayı aklına koyar. Yıllar sonra genç bir papaz olarak dünyayı
değiştirmek için yola çıkar. O ülke senin, bu ülke benim yıllarca çalışır çabalar.
On yıl sonra oturup bir muhasebe yapmaya karar verir, bu kadar çalışmanın
sonunda ne elde ettim diye. Bakar ki pek de birşey değiştirememiş. Kendi
kendine:” Galiba hedefi biraz büyük tuttum. En iyisi once kendi ülkemden
başlayayım.” der. Bir on yıl kendi ülkesinde çalışır yine olmaz. “En iyisi kendi
şehrimde değiştirmeye çalışayım dünyayı.” der. Yine olmaz. “En iyisi ailemden
başlayayım.” der, o da olmaz. Sonunda anlar ki değişim once kendinden
başlamalı.
Her ne olursa olsun değişim kaçınılmazdır ve once bireyden başlar. İster
sosyal yaşamın kalitesini, ister bir işletmenin verimliliğini arttırmak olsun,
değişimin temelinde birey vardır. Bu “değişim” elbette daha iyiye doğru
olduğunda “gelişim” kavramına götürür bizi. Eksilen şeyler, olumsuzluklar
olmadığı sürece gelişme kaydetmek mümkün değildir. Değişim ancak yatırımla
gerçekleşebilir. İnsana yatırım, dünyadaki tüm değişimlerim, gelişimle
sonuçlanmasını sağlayacak yegâne yoldur. İnsana yatırımın tek yolu da eğitimdir.
Değişmek ve gelişmek isteyen birey, kendine, yani eğitimine yatırım
yaparak başlar işe. “Değişim ancak içeriden açılabilen bir kapıdır. ” der Terry
Neil. Öyleyse iyiye evrilme, ancak içerden başlatılabilen bir devrimdir. Bir insan
niçin değişimden korkar? Değişim olmasaydı, ne olup bitebilirdi ki? Evrensel
doğanın bu denli hoşuna giden ya da onun yapısına bu denli uyan, değişimden
başka en olabilir? Yaktığın odun değişim geçirmeseydi banyo yaptığın suyu
ısıtabilir miydin? Yiyecekler değişime uğramasaydı, yemeğini yiyebilir miydin?
Ve eğer değişim olmasaydı, yararlı bir iş yapılabilir miydi? İnsanların da tıpkı
odunlar gibi değişmesi gerektiğini ve bu değişimin evrensel doğa için aynı
derecede gerekli olduğu görmesi gerekir. Doğada olup bitenler, küçücük bir
karpuz çekirdeğinin değişerek lezzetli bir meyve olması, hep daha iyiye ve daha
güzele dönüşümün hikayesini anlatır bize. İnsan da her geçen gün doğayı taklid
ederek daha iyiye ve güzele dönüşümün yollarını aramalıdır. Bunu yapabilmek
elbette zordur ama imkansız değildir. Bireysel olarak once farkındalıkla başlar
değişim süreci. Kendini tanıma, güçlü ve zayıf yönlerimizi; olumlu ve olumsuz
özelliklerimizi bembeyaz bir kağıda yazmak iyi bir fikirdir. Sonra kolaydan zora
doğru bilimçli bir değişim hareketi başlatabiliriz.
Bernard Shaw: “Bana karşı anlayışlı davranan tek kişi terzimdi. Her
gördüğünde yeniden alırdı ölçülerimi. Onun dışında herkes önceki ölçülerin
bana hep uyacağını sandı.” der. Değişimi etkileyen en önemli faktörlerden biri
içinde bulunduğumuz ortamdır.
Değişim uyumu zorunlu kılar bazen. Birçok değişim, uyum kaygısıyla
başlar. İnsan için değişim, beraberinde gelişimi getiriyorsa ideal olan dönüşüm
olarak kabul edilmelidir. Aksi halde uyum kaygısı bazen değişimi olumsuza
sürükleyebilir. Aynı durum işletmeler için de geçerlidir. Piyasa koşullarına uygun
rekabet gücü, ancak inavasyonla mümkündür ki o da beraberinde değişim ve
gelişim kavramlarını ister. Ahmet Hamdi Tanpınar: “Hiç kimse değişime karşı
değildir, yeter ki ucu kendisine dokunmasın.” der. İnsanlar gerek özel gerekse iş
yaşamlarında neden değişimden korkarlar. Bunun cevabı, mevcut durumun daha
kötüye gitmesi endişesidir.
Toplumsal mutluluğun anahtarı, kendine yatırım yaparak değişmeye
çalışan, değişirken de rotasını her zaman gelişmeye çeviren bireylerin elindedir.
Değişim kaçınılmazdır elbette fakat bu değişimin hangi tarafa doğru
olacağına karar veren bizleriz…
“Daha iyi olmaya çalışmayan, iyi olarak da kalamaz.” Cromwell