İŞ ETİĞİ VE DAVRANIŞLARIMIZ
Yrd.Doç.Dr. İbrahim İ. ÖZTAHTALI
Türkün Holding Eğitim Danışmanı
Çalışma hayatı gün geçtikçe zorlaşıyor. Bu kanının en önemli gerekçelerinden biri, insanların bir birine olan güveninin azalmasıdır. Toplumu ayakta tutan en önemli değerlerden biri olan güven son yıllarda öncesinden çok daha hızlı, adeta temmuz güneşinde kalmış bir kartopu gibi eriyor. Neden?
Bu sorunun cevabını aramak için yola çıkmış birinin bulabileceği ilk cevaplardan biri, değerlerimizden her geçen gün biraz daha uzaklaşmamız olacaktır. Burada insan olarak tüm dünyayı kast ediyorum. Bir başka deyişle, insan olarak özümüzde bir yerlerde var olan evrensel değerlerden bahsediyorum. Felsefe sözlüklerinde “etik” kavramıyla karşılanan ve içine tüm insani evrensel değerlerin girdiği bir pota.
Etik sözcüğü, Yunanca “karakter” anlamına gelen “ethos” sözcüğünden türetilmiştir. Ethos’tan türetilen “ethics” kavramı da, ideal ve soyut olana işaret ederek, ahlak kurallarının ve değerlerin incelenmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda etik toplumda yaygın olan ahlak kurallarından daha özel ve felsefidir. Etiğin ilgi alanı, insanın bütün davranış ve eylemlerinin temelinin araştırılmasıdır.
Öyleyse etiği şöyle tanımlamak yanlış olmaz: “Etik, doğruyla yanlışı, haklıyla haksızı, iyiyle kötüyü, adil ile adil olmayanı ayırt etmek ve buna uygun davranış sergilemektir.” Ayrıca etik kavramına ahlaki değerler bütünü de denilebilir.
Doğru algılanmış ve içselleştirilmiş etik olgusu insan üzerinde fevkalade bir tesir yaratır. Bu tesir, otokontroldür. Etik, yanlışı, sadece kanunların ya da toplumun baskısı altında yapmamak değil, her an her yerde yanlıştan, içinden gelerek uzak durmaktır.
Etik, iyi bir insan olmanın reçetesidir. Günlük yaşamımızda da iş yaşamımızda da etik davranışların hakim olduğu ortamlarda kendimizi güvende hisseder, aksi durumlarda sürekli tedirgin, sürekli kendimizi koruma içgüdüsü ile hareket ederiz.
Uzun ömürlü işletmelerin ortak paydalarından biri, kurumsal kimliklerini şekillendirirken etik davranış ilkelerine verdikleri önemdir. Etik, bir yapının temel taşlarını bir arada tutan bir harçtır, ne kadar güçlü olursa sarsıntılardan o kadar az etkilenir.
Kurum içinde, temel değerler ve iş etiği prensiplerinin sahiplenilmesi ve yaşatılması zorunludur. İş dünyası içinde hepimizin geldiği bir nokta var. Peki çalıştığımız ortamlarda iş davranışlarımızın etik olup olmadığını nasıl anlarız? Aslında bunu anlamak o kadar da zor bir şey değil. Kendimize şu soruları soralım, ve cevaplarını alt alta yazalım:
“Yaptığım doğru, adil ve yasal mı?”
“Bu davranışım, kuruluşumun temel değerleri ile örtüşüyor mu?”,
“Bu yaptığımı, rahatlıkla arkadaşlarımla paylaşabilir miyim?”,
“Bu davranışımızdan kimler, nasıl haksız yere zarar görebilir?”
Bu sorulara cevap verirken göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir konu var. Eğer olaylara etik değerler ve etik davranış penceresinden değil de kendi duygusal penceremizden bakarak cevap verirsek verdiğimiz cevapları her zaman doğrulayacak kılıflar buluruz. Örneğin: “Ben böyle yaptım ama o da bana geçen hafta şöyle yapmıştı.” Onun geçen hafta yaptığı, senin bugün yaptığının etik olduğunu göstermez…
İşletmelerde davranışı etkileyen üç temel etkenden söz edilebilir:
1-Kişisel Ahlak Özellikleri
2-Kişinin Yaşadığı Sosyal Çevre
3-Çalıştığı Kuruluşun Özellikleri
İnsan olarak hepimiz ayrı bir dünyayı temsil ediyoruz aslında. Kalıtsal özelliklerimiz, aile içinde edinilen görgü, çocukluğumuzda örneksediklerimiz ve biriktirdiklerimiz, davranışlarımızı şekillendiriyor. Bu sayılanlar olumlu ve doğru olan sınıfındaysa karakterimizin evrensel değerlere uygun ve uyumlu olması, doğal olarak da davranışlarımızın etik olması olasıdır.
Yaşanılan ortam ve sosyal çevre de davranışlarımızı güçlü bir şekilde etkiler. Başkalarının ne dediğini önemsemek hem olumlu hem de olumsuz sonuçlar doğurabilir. Hepsinden önemlisi içimizdeki sesin ne dediğidir.
İşyerimizin özellikleri de tutum ve davranışımızı etkiler. Çoğunluğun istikameti ister olumlu, ister olumsuz olsun bizi de aynı istikamete sürükler. Kurumsak kimliğini olgunlaştırmış, etik davranışa özen gösteren işletmelerde çalışanlar da zaman içinde bu özeni göstermek zorunda kalacaktır. Bir süre sonunda da bu davranış bir görgüye dönüşerek tüm yaşamını kuşatacaktır. Çalışanlar işyerindeki tüm değerleri kendi öz değerleri gibi benimseyeceklerdir.
Yöneticilerin etik davranışları, çalışanların kurumuna karşı sadakatini besleyecek, bu da işyerine karşı sorumluluk duygusunu güçlendirecektir.
İnsanlar Etik ilke ve değerlere neden aykırı davranırlar?
Bunun nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
İyi niyetler
Benlik güç gösterisi
Açgözlülük
Arkadaşlık
İdeolojik inanç ve adanma
Kişisel ya da ailevi kazanç
Ekonomik sorunlar ve baskılar
Sömürgecileri sömürmek
Acil gereksinimler
Yasaların, kuralların ve yönetmeliklerin bilinmemesi
“Birlikte gitmek”
“Yalnızca emirleri yerine getiriyordum.”
Bulunduğu konumu koruma endişesi
“Kısa yoldan köşeyi dönme”
Servet avcılığı
Hırs
Etik dışı davranışların önlenmesi için neler yapılabilir?
Etik dışı davranışların ülkeye verdiği zararlar konusunda toplumun her kesiminin bilinçlendirilmesi gerekir.
Bunun için ailede başlayıp, okullarda devam eden eğitimle etik ve sorumluluk gibi temel değerlerin verilmesi çok önemlidir.
Eğitim kurumları dışında, işyerlerinde de hizmet içi eğitimler, seminerler gibi etkinliklerle etik dışı davranışlara karşı bir kamuoyu oluşturmak, etik dışı davranışların önlenmesinde faydalı olacaktır.
İş Etiği Nedir?
İşimizi, kendi kişisel değerlerimize ek olarak, kurum değerlerinin (misyon-vizyon), profesyonel sorumluluk ve beklentilerin de devreye girmesiyle karar vermenin farklı bir boyuta taşındığı, iş yaşamımızda doğru, haklı, iyi ve adil olduğuna inandığımız şeyleri belirleyerek yapmaktır.
İş etiğinin temelinde insanlarla ilişkiler yatar. İşyerinde çalışanların birbirleriyle sürdürdükleri iletişim -sadece sözlü iletişimi kast etmiyoruz, beden dili ve yazılı iletişim de dahil- iş etiğinin özünü oluşturur. Çalışanlar arasında:
Hiç etik bulmuyorum!
Bu yaptığınız hiç de etik değil!
Etik olarak bu yaptığınız yanlış!
gibi ifadeler sık sık kullanılıyorsa işletmede iş etiği yeterinde önemsenmiyor demektir. Sağlıklı kurumsal bir işletmede bu ifadelerin en aza indirilmesi zorunludur.
Etik davranış birçok konuda olduğu gibi yine yukardan yani yöneticilerden başlamalıdır. Kurumsal bir işletmede yöneticiler her anlamda tüm yönleriyle liderdir. Çalışanlar liderlerini taklit ve takip ederler. Etik, bir yönetici açısından iş alanında gerçekleştirilecek doğru ve iyi bir stratejidir.
İş etiğini ön planda tutmak bize ne sağlar?
İş etiği, ekip çalışmasını ve verimliliği arttırır. Çalışanlar birbirlerinin değerlerine saygı duyar, kuruma bağlılık hisseder ve bu da güçlü motivasyon ve performans sağlar.
İş etiği, kurumun yanında çalışanların (tedarikçi, müşteri v.b.) da gereksinimlerini ve amaçlarını destekler.
Etik olmayan davranışla stres arasında bağlantı vardır. Etik programlar stresi de azaltırlar.
Etik lider nasıl olmalı?
Etik liderlik, etik ilkelere öncelikle sahip olmaya dayalı liderlik yaklaşımıdır. Etik liderliğin sürdürülebilmesi için, lideri izleyen topluluğun da etik ilkeleri benimsemiş olması gerekmektedir. Lideri izleyen topluluğun bağlı bulunduğu mesleki etik ilkeleri ve kültürü de etik liderliğin sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Çalışanlarına karşı, iş etiği ilkelerini ön planda tutan bir yönetim anlayışı benimseyen Yönetici ile İşyerini benimseyerek, verimli bir şekilde çalışan personel, etik davranış ilkeleri doğrultusunda birlikte hareket ederek, sorunların çözümünde kolaylaştırıcı rol oynayacaktır.
İş hayatında etik değerlerin varlığı, o iş yerinde günlük işlerin başarısını doğrudan etkileyecek ve çalışanların performansını arttıracaktır.
Konfüçyüs der ki: “İnsanları yasa ve ceza ile yönetirseniz, onlar bir daha yanlış yapmayacaklar, ancak şeref ve utanma duygularına da sahip olmayacaklardır. İnsanları erdemle ve ahlak kuralları ile yönetirseniz, o zaman onlar hem utanma duygusuna sahip olacaklar, hem de doğruyu yapmaya çalışacaklardır.”
“Vicdanımız en büyük kılavuzumuz olsun.”
İ.İ.Öztahtalı